Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Hipokondriazis bir kişinin zamanının büyük bir bölümünü alacak şekilde hastalık ve sağlık konuları ile aşırı uğraşmasını belirtir. Bu olgularda fiziksel bir bozukluk olmadığı halde ciddi bir biçimde hasta olduğu kaygısı vardır. Sürekli olarak profesyonel yardım ararlar. Gereksiz girişimlere maruz kalabilir, ilaç kullanabilirler.
Sıklık
Birinci basamak hastaları arasında hipokondriazis prevalansı % 3 kadardır.
Psikiyatrik hastalar arasında % 1 oranındadır.
Her yaşta olabilmekle birlikte 30-40 yaşlar arasındaki erkekler, 40-50 yaşlar arasındaki kadınlarda daha sıktır.
Türkiye ruh sağlığı profili çalışmasında 12 aylık hipokondriazis yaygınlığı kadınlarda % 0.8, erkeklerde % 0.3, tüm nüfusta % 0.6 olarak verilmektedir.
Nedenleri
Genel olarak hipokondriyak belirtilerin psikolojik çatışmalara karşı uyuma yaramayan çabaları yansıttığı kabul edilir.
Bu kişilerin çoğunun mazokistik bir yaşam tarzı vardır: Bir yönü ile bu belirtiler düşük benlik saygısının fiziksel olarak ifadesidir. Bir yönü ile de bireyi başkalarına karşı yıkıcı dürtülerden korur.
Diğer bir dinamik açıklama da bu belirtilerin hasta için önem taşıyan ve benzer belirtiler gösteren kişilerle özdeşim ile olduğu şeklindedir.
Bu kişilerde ağrıya ve diğer belirtilere karşı yapısal bir duyarlılık olabilir.
Ailesel yatkınlık
Stres karşısında psikolojik açıklamaları önemsemeyen kültürlerde somatizasyon eğilimi daha fazladır.
Hipokondriazis oluşumunda diğer bir çevresel etken de psikososyal streslerdir. Stres içinde olan insanlarda bedensel belirtilere duyarlılık artışı olur.
Belirti ve bulgular
Temel belirti ciddi bir fiziksel hastalığı olduğu korkusu ve inancıdır.
Ancak bu inançtan sorumlu olacak bir fiziksel hastalık için yeterli kanıt bulunmaz.
Ciddi bir hastalığı olduğu korkusu, tıbbi güvencelere karşın devam eder.
Hastalık kaygısı birçok organ sistemi ile ilgili olabileceği gibi bir organ sistemini de tutabilir. Sadece kalp ile ilgili olanı kalp nevrozu olarak bilinir.
Ek tetkik yapılmasını isterler. Aynı anda fiziksel bir hastalığın bulunması hipokondriazisi dışlamaz.
Ayırıcı tanı
Depresyonla karışabilir.
Hipokondriazis şizofreniden de ayrılmalıdır.
Anksiyete ve panik bozukluklarının da hipokondriazis ile karışması olasıdır.
Patolojik yas ve uzamış yas reaksiyonları kendini hipokondriazis gibi gösterebilir.
Kişilik bozukluklarından özellikle de narsisistik kişilik bozukluğunda olgular narsisistik bir kaybın ardından dağılmayı önlemek için somatik belirtiler gösterebilirler.
Hipokondriazis ile obsesyonel bozuklukları ayırmak zor olabilir. Ayırım önde gelen belirtilere göre yapılır.
Hipokondriazis psikojenik ağrı bozuklukları ile birlikte olabilir.
Somatizasyon bozukluğu da ayırıcı tanıda düşünülmelidir.
Psikotrop olmayan ilaçlar
Psikotrop ilaçlar.
Madde kötü kullanımı
Tıbbi hastalıklar
Cerrahi komplikasyonlar
Fiziksel travma
Doğal seyir ve prognoz
Genellikle ergenlik çağında başlar. Erkeklerde 30-40 yaş, kadınlarda ise 40-50 yaşa kadar geç başlama olasıdır. Süregen bir hastalık olup dalgalanan bir seyir gösterir.
Genel olarak prognozunun kötü olduğu kabul edilir.
Tedavi
Bazı olgularda psikoterapi etkin olabilir.
Destekleyici hekim tutumu hastanın anksiyetesini yatıştırabilir. Sosyal ve mesleki işlevsellikte düzelme sağlanabilir. Gereksiz girişimler engellenmelidir.
Fiziksel egzersiz cesaretlendirilmelidir. Eşlik eden belirtilere göre ilaç seçilir.
Dr.Murat Eren ÖZEN
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Hipokondriazis Nedir Nedir
Sıklık
Birinci basamak hastaları arasında hipokondriazis prevalansı % 3 kadardır.
Psikiyatrik hastalar arasında % 1 oranındadır.
Her yaşta olabilmekle birlikte 30-40 yaşlar arasındaki erkekler, 40-50 yaşlar arasındaki kadınlarda daha sıktır.
Türkiye ruh sağlığı profili çalışmasında 12 aylık hipokondriazis yaygınlığı kadınlarda % 0.8, erkeklerde % 0.3, tüm nüfusta % 0.6 olarak verilmektedir.
Nedenleri
Genel olarak hipokondriyak belirtilerin psikolojik çatışmalara karşı uyuma yaramayan çabaları yansıttığı kabul edilir.
Bu kişilerin çoğunun mazokistik bir yaşam tarzı vardır: Bir yönü ile bu belirtiler düşük benlik saygısının fiziksel olarak ifadesidir. Bir yönü ile de bireyi başkalarına karşı yıkıcı dürtülerden korur.
Diğer bir dinamik açıklama da bu belirtilerin hasta için önem taşıyan ve benzer belirtiler gösteren kişilerle özdeşim ile olduğu şeklindedir.
Bu kişilerde ağrıya ve diğer belirtilere karşı yapısal bir duyarlılık olabilir.
Ailesel yatkınlık
Stres karşısında psikolojik açıklamaları önemsemeyen kültürlerde somatizasyon eğilimi daha fazladır.
Hipokondriazis oluşumunda diğer bir çevresel etken de psikososyal streslerdir. Stres içinde olan insanlarda bedensel belirtilere duyarlılık artışı olur.
Belirti ve bulgular
Temel belirti ciddi bir fiziksel hastalığı olduğu korkusu ve inancıdır.
Ancak bu inançtan sorumlu olacak bir fiziksel hastalık için yeterli kanıt bulunmaz.
Ciddi bir hastalığı olduğu korkusu, tıbbi güvencelere karşın devam eder.
Hastalık kaygısı birçok organ sistemi ile ilgili olabileceği gibi bir organ sistemini de tutabilir. Sadece kalp ile ilgili olanı kalp nevrozu olarak bilinir.
Ek tetkik yapılmasını isterler. Aynı anda fiziksel bir hastalığın bulunması hipokondriazisi dışlamaz.
Ayırıcı tanı
Depresyonla karışabilir.
Hipokondriazis şizofreniden de ayrılmalıdır.
Anksiyete ve panik bozukluklarının da hipokondriazis ile karışması olasıdır.
Patolojik yas ve uzamış yas reaksiyonları kendini hipokondriazis gibi gösterebilir.
Kişilik bozukluklarından özellikle de narsisistik kişilik bozukluğunda olgular narsisistik bir kaybın ardından dağılmayı önlemek için somatik belirtiler gösterebilirler.
Hipokondriazis ile obsesyonel bozuklukları ayırmak zor olabilir. Ayırım önde gelen belirtilere göre yapılır.
Hipokondriazis psikojenik ağrı bozuklukları ile birlikte olabilir.
Somatizasyon bozukluğu da ayırıcı tanıda düşünülmelidir.
Psikotrop olmayan ilaçlar
Psikotrop ilaçlar.
Madde kötü kullanımı
Tıbbi hastalıklar
Cerrahi komplikasyonlar
Fiziksel travma
Doğal seyir ve prognoz
Genellikle ergenlik çağında başlar. Erkeklerde 30-40 yaş, kadınlarda ise 40-50 yaşa kadar geç başlama olasıdır. Süregen bir hastalık olup dalgalanan bir seyir gösterir.
Genel olarak prognozunun kötü olduğu kabul edilir.
Tedavi
Bazı olgularda psikoterapi etkin olabilir.
Destekleyici hekim tutumu hastanın anksiyetesini yatıştırabilir. Sosyal ve mesleki işlevsellikte düzelme sağlanabilir. Gereksiz girişimler engellenmelidir.
Fiziksel egzersiz cesaretlendirilmelidir. Eşlik eden belirtilere göre ilaç seçilir.
Dr.Murat Eren ÖZEN
Tarih: 2016-03-02 01:56:32 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx